Özgür Medya'nın yazarı Fatmagül'un araştırması.
Değişik ve çok çeşitli coğrafi yörelerde yaşamalarına rağmen, Türkler arasında, duyma ve düşünmede ve bunları ifade etmede belirgin bir beraberlik vardır (Yardımcı, 1998; 2005). Bu beraberlik; dünya üzerindeki üç yüz milyona yakın Türk halkın söz değerlerinden oluşan, Sözlü Halk Edebiyatı ürünlerinde de kendini gösterir (Yardımcı, 2005).
Türkler’in en eski tarihinden beri var olan ve muhtevasında bir takım farklılıklarla birlikte biçimini büyük ölçüde koruyarak günümüze dek ulaşan Anonim Sözlü Türk Halk Edebiyatı; kendine has dili, üslûbu ve halkın bütününe hitap edebilir nitelikte oluşu ile asırlar boyu geleneksel Türk halk kültürünün en temel ve işlevsel öğelerinden biri olmuştur (Güleç, 2007; Yardımcı, 1998; 2005).
Aynı soydan gelen insanların kendi kültürlerini özünden birşey kaybetmeksizin yaşatmaları, paylaşmaları ve geliştirip devam ettirerek varlığını korumalarının önemi büyüktür (Yardımcı, 1998; 2005). Yüzyıllar öncesinde Balkanlar’a ve Makedonya topraklarına gelip yerleşen Türk halk, zaman içerisinde karşısına çıkan her türlü zorluğa ve olumsuzluğa rağmen, bu önemli görevi başarıyla yerine getirebilmiştir (Artun, 2003; 2007; Yardımcı, 2005).
Bir yandan bu topraklara gelirken beraberinde getirdiği kendi kültür ve geleneğini kuşaktan kuşağa taşıyıp geliştirerek korumuş, bir yandan da Balkanlar’da Balkan kültürüyle yeniden yapılandırarak sözlü halk ürünlerinin kendine has özellikte ve ayrı güzellikte nice örneklerini sunmuştur (Artun, 2003; 2007). Bura insanının kendi özünden de katarak kendine ait kıldığı atasözleri, deyimleri, bilmeceleri, tekerlemeleri, mânileri, ninnileri, türküleri, masalları, efsaneleri bu topraklardaki varlığını ve canlılığını halen en güzel şekliyle sürdürmektedir (Artun, 2003; 2007; Tefikov, 2005).
Balkan Savaşları öncesinde kalan Osmanlı Dönemi Makedonya Türk Edebiyatı ile İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişen Çağdaş Makedonya Türk Edebiyatı arasındaki biricik bağı oluşturan bu sözlü halk ürünleri; yazılı edebiyatın neredeyse duraksama noktasına geldiği o zorlu dönemde, hem kültür ve geleneğin devamını sağlamak hem de o zamanki toplumsal hayatı yansıtmak bakımından ayrıca büyük bir önem taşır (Hasan, 2008).
KAYNAKÇA
*Artun, E. (2003). Osmanlı’nın İlk Dönemlerinde Türk ve Balkan Kültürlerinde Etkileşim. Folklor/Edebiyat, 33, 99-104.
*Artun, E. (Aralık 2007). Güney-Doğu Avrupa’da Osmanlı ve Osmanlı Sonrası Türk Uygarlıklarının Öteki Uygarlıklarla Halk Kültürü Yönünden Karşılıklı Etkileşimi [Bildiri]. 4. Uluslararası Güneydoğu Avrupa Türkoloji Sempozyumu, Zagreb.
*Güleç, İ. (2007). Anonim Halk Edebiyatının Tasnifine Dair Yeni Bir Öneri. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 14, 47-58.
*Hasan, H. (2008). Makedonya Türklerince Söylenen Türküler. Ankara: AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
*Tefikov, E. (2005). Eski Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı. Erişim: 18 Nisan 2010, Makedonya Türkleri Ağ Sitesi: http://www.makturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=139
*Yardımcı, M. (Mart 1998). Makedonya ve Diğer Türk Yurtlarında Söylenen Ortak Atasözleri ve Deyimler. Uluslararası Rumeli Türk Kültürü Sempozyumu [Bildiri], Üsküp.
*Yardımcı, M. (Ocak 2005). Batı Trakya Türkleri Halk Edebiyatı ve Türk Dünyası Folkloruna Mukayeseli Bir Bakış. 1. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi [Bildiri], Münih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder