Tekerlemeler, Sözlü Halk Edebiyatı’nın kısa türlerinden biridir. Kendilerine has ve ortak özelliklerinin başında kelime oyunu oluşları gelir. Bu kelime oyunu; kafiye, aliterasyon ve seciden hareketle elde edilen ahenk ve mana ile ilgilidir. Belirli bir ana konu yoktur. Daha çok, şiir unsurları ön plandadır. Bu bakımdan, tekerlemelerde, art arda sıralı ve birbirini tutmayan hayal ve düşünceler vardır.
Makedonya Türkleri’nce söylenen tekerlemeler, kimi dil farklılıkları dışında, Türkiye’deki tekerlemelerden fazla bir farklılık göstermezler. Belirli şekilleri yoktur, nesir veya nazım biçiminde olabilirler.
Anlatı biçimindeki tekerlemeler genelde nesirle söylenir. Nesirle söylenen tekerlemelerde, şiir dil ve üslûp öğelerinden de bulunabilir.
“Yaparler kırk gün kırk geje düğün. Biz da orda düğündeydık. Yedık, iştık, bir sandık houva doldurduk, getırelım size. Gelırken yolda, karga dedi: ‘Krak, krak, krak!’ Biz korse ‘Brag!’ Braktık hem kaçtık.” (Kalkandelen)
bra(g/k)(mak): bırak(mak); geje: gece; houva: helva; iş(mek/tık): iç(mek/tik); korse: sanki, güya
Nazım parçalarından oluşan tekerlemelerde mısra sayıları, ölçü ve kafiyeler sabit değildir. Farklı örneklerde farklı ölçüler ve kafiyeler görüldüğü gibi, aynı örneklerin içinde de ölçü ve kafiyenin bozulduğu görülebilmektedir.
(5 hece) (a) Horoz be mayçin
(7 hece) (b) Niçin sattın evıni
(5 hece) (a) Bir yumurtayçin (Gostivar)
(4 hece) (a) Ali aga
(4 hece) (a) Çikmiş daga
(5 hece) (b) Almiş tüfegi
(7 hece) (b) Vurmiş kara küpegi (Gostivar)
küpe(k/gi): köpe(k/ği)
(8 hece) (a) İpek pabucunu giyme
(5 hece) (a) Çarşıya gitme
(5 hece) (b) Leblebi alma
(6 hece) (a) Kıtır kıtır yeme
(5 hece) (a) Bana da verme (Üsküp)
(5 hece) (a) Dolapta pekmez
(6 hece) (a) Yala yala bitmez
(8 hece) (b) Erol geldi, ne getırdi
(5 hece) (c) Bir kilo şeker
(5 hece) (d) Ayşe’m, Fatime’m
(3 hece) (e) Cumburcuk (Gostivar)
Nazım biçimi oldukça düzenli olan tekerlemeler de vardır. Bu gibi örneklerde; hecenin yedili vezni ağırlıklı olmakla birlikte, başka ölçülere de rastlanır.
(7 hece) (a) Tapşin tapşin elleri
(7 hece) (a) Yorulmasın kollari
(7 hece) (a) İnci gibi dişleri
(7 hece) (a) Sırma gibi kaşlari (Vrapçişte)
tapşin: iki elin birbirine tartıma göre vurulması
(4 hece) (a) Ati ati
(4 hece) (a) Urma dali
(4 hece) (a) Yeme beni
(4 hece) (a) Yerım seni
(4 hece) (a) Atma taşi
(4 hece) (a) Yarma başi (Radoviş)
urma: hurma
Asıl amacı oyun ve eğlence olan tekerlemeler değişik vesilelerle söylenmektedir. Söyleniş yerlerine ve işlevlerine göre; masal tekerlemeleri, oyun tekerlemeleri, tören tekerlemeleri ve bağımsız söz cambazlığı niteliğindeki tekerlemeler olarak sınıflandırmak mümkündür.
Masal tekerlemeleri; masalın başında, ortasında veya sonunda söylenen tekerlemelerdir. Makedonya’da söylenen masallarda, sadece masal başı ve masal sonu tekerlemelere rastlanılmaktadır.
“Ne varimiş ne yokimiş, bir vakıtan bir vakıda varimiş bir ...” (Üsküp)
“Bir varmış, bir yokmuş. Evel zamanlarda pek çokmuş. Vaktiyle ...” (Radoviş)
“Bir varimiş, bir yogimiş. Dünyada sen ve ben yogiken, yeryüzünde otlar bitışırken, o vakıt varimiş ...” (Ohri)
evel: evvel; vakıt/vakıda: vakit/vakte; vakıtan: vakitten; yog(iken/imiş): yok (iken/imiş)
“Onnara külle kömür, bize uzun ömür.” (İştip)
“Onda kümür, dinliyenlere ve anlatana uzun ümür.” (Kocacık Köyü / Debre)
“Masal üte, bis bere. Çingenede kümür, bizde ümür. Çingenede yağlık, bizde sağlık. Çingenede bitler, bizde ipler. Boyle bu masal biter.” (Vrapçişte)
bere: beri; bis: biz; boyle: böyle; kümür: kömür; on(da): or(a)(da); onnar(a): onlar(a); ümür: ömür; üte: öte
Sayısı fazla olmamakla birlikte, bağımsız masal görünümünde olan tekerleme örnekleri de vardır.
Elistepeliste
Var imiş, ne yog imiş. Var imiş bir adam, em bir kari. Kari demiş kocasına:
-Gidesın dükâna, em alasın Elistepeliste!
Adam gider dükâna, em arır Elistepeliste. Elistepeliste yog imiş. Adam gider eve, em divırır karisına ki yog imiş. Kari kocasına bagırır, em der:
-Sen bana Elistepeliste bulasın!
-Adam gene gider dükâna, em arır. Dükânci adam der:
-Olmas Elistepeliste, o eşek oglisi!..
Adam çikar yola, em der: “Olmas olmas!” Bazi çifçiler çenka ekermişler, em sanetmişler kose bu onlara dermiş. Tutarler bu adami, em çekerler bir kütek. Çifçiler bu adami alıştırmişler: “İkişer üçer, ikişer üçer” desın.
Bu adam çikar yola, em tekrarlar o süzleri. Biraz da ütee, bir adam ülmiş. Açın, duyarler bunun süzlerıni, em çekerler temis bir kütek buna. Adama derler:
-“Alla ramet elesın, Alla ramet elesın” deesın!
Bu adam çikar yola, em der o süzleri. Yolda giderken, bir küpek gebırmiş. Bir adam duyar buni, em çeker bir kütek. Em demiş:
-“Üf ne kokar, üf ne kokar” deyecesın!
Bu adam çikar yola, em tekrarlar bu süzleri. Açın, geçer bir berber dükâni ününden. Orda güzel koki kokarmiş. Açın, duyar buni berber, em çagırır dükânında. Tutar buni, em çeker bir kütek temis. Em sorur bu adami:
-Ne arırsın sen?
Adam demiş:
“Elistepeliste arırım.
Berber demiş:
-Git o potinciya sor!
Bu adam gider, em potinciya sorur:
-A var sende Elistepeliste?
Potinci demiş:
-Elistepeliste icbi erde bulamasın. Sen en temis evıne git, yemeesın da fazla kütek!
Masal ütee, biz beree. Çingenede kümür, bizde ümür. (Yukarı Banisa Köyü / Gostivar)
açın: ne zaman; Alla: Allah; ar(amak/ır): ar(amak/ar); bere(e): beri(ye); çifçi: çiftçi; da: daha;
de(mek/esın): demek/diyesin; deyecesin: diyeceksin; di(mek/vırır): de(mek/yiverir); dükân: dükkân;
em: hem; ele(mek/sın): eyle(mek/sin); gebırmek: gebermek; icbi er: hiçbir yer; koki: koku;
kose: sanki, güya; kümür: kömür; kütek: kötek; og(ul/li): oğ(ul/lu); olmas: olmaz; ramet: rahmet;
sanetmek: zannetmek; sor(mak/ur): sor(mak/ar); süz: söz; temis: temiz; ülmek: ölmek; ümür: ömür;
ün(ünden): ön(ünden); üte(e): öte(ye); ye(mek/meesın): ye(mek/meyesin); yog: yok
Sayıca en çok olan tekerlemeler oyun tekerlemeleridir. Bu tekerlemelerin hepsi şiirimsi özelliktedir. Bunlar, kullanıldıkları yerlere göre, sayışmacalar ve başlı başına oyun olan tekerlemeler olmak üzere iki çeşittir.
Sayışmacalar, oyunlarda ebenin kim olacağını belirlemek için hecelerine basa basa okunan tekerlemelerdir.
Alçık balçık
Sana dedim, sen çık (Vrapçişte)
E sesi, be sesi
Hasan Aga’nın
Partal purtal tütün kesesi (Gostivar)
Tarana tartar
Boğazını yırtar
Baklava kardeş
Gel beni kurtar (Üsküp)
Çan çan çikulata
Hane bana limunata
Limunata bitti
Hanım kız gitti
Nereye gitti
İstanbul’a gitti
İstanbul’da ne yapacak
Telli pabuç alacak
Düğünlerde çangır mıngır giyecek. (Gostivar)
Başlı başına oyun olan tekerlemelerde ise, tekerlemenin söylenmesi oyunun kendisidir. Belirli bir ezgi ile söylenir.
Eveleme develeme
Deve kuşi kovalama
Çelik çember
Misler amber
Tazi tuzi
Berber kızi
Haçın gelır
Yazın gelır
Yazılalım
Ezilelim
Bir tahtaya
Dizilelim
Oncuk boncuk
Lepeli çocuk
Al kaşigi
Ye pilafi
Apa, upa, kilidi kapa (Gostivar)
haçın: ne zaman; pilaf: pilav
Kimileri ikili konuşmalar biçimindedir.
-Beg bizi yolladı, hem sizi youvardık
Kız bizım olsun, en güzel olsun
-Nenesi vermez, babasi vermez
Kız da küçüktür, gendisi gelmez
-Beg bizi yolladı, hem sizi youvardık
Kız bizım olsun, en güzel olsun
-Anasi verır, babasi verır
Kız da büyüktür, gendisi gelır
Gelina alina, on ile koç ile, begın paytoniyle
-Gelırsık alalım, on ile koç ile, begın paytoniyle (Gostivar)
beg: bey; gel(mek/ırsık): gel(mek/iriz); gendi: kendi; payton: fayton; youvarmak: yalvarmak
Bunların dışında, başlı başına oyun olan tekerlemeler arasında, büyüklerce küçükleri eğlendirmek ve eğitmek amaçlı söylenen örnekler de bulunmaktadır.
Çayir çayir çayircik
Orta yerde bunarcik
Gelmiş tapşan su içsın
Bu tutmiş (baş parmak)
Bu kesmiş (şahadet parmak)
Bu pişırmiş (orta direk)
Bu yemiş (mor menekşe)
Bu demiş: (küçük Ayşe)
Hane bana pay pay pay olsun, çocuğuma yâr olsun (Gostivar)
bunar: pınar; hane: hani; tapşan: tavşan
Tören tekerlemeleri, tabiî ve dinî olaylar ve öğeler karşısında çeşitli dileklerle söylenir.
Ay baba
Koca baba
Aç kutuni
Ver bir pare
Alayım bir şekerpare (Gostivar)
pare: para
Tarlalarda çamur
Teknelerde amur
Allah versin, yağmur yağsın
Ey dudule (Durlombosu Köyü / Ustrumiça)
amur: hamur
Açıl güneş kapısı
Kapan bulut kapısı
Peynir ekmek yiyelim
Sana da yedirelim
Puruncuk gömlek giyelim
Sana da giydirelim (Üsküp)
Çouka çouka ayrani
Yetışelım bayrami (Aşağı Banisa köyü / Gostivar)
çoukamak: çalkalamak
İğneci Hasan nerede
Yatar bizim bahçede
Bahçeye gidem
İğneyi bulam
Bir ehlım-i şerif
Ruhuna okuyam (Kalkandelen)
Bağımsız söz cambazlığı niteliğindeki tekerlemeler, yanıltmacalar ve edebi tekerlemeler olmak üzere iki çeşittir.
Yanıltmacalar, kendi başına söylenmesi hüner sayılan tekerlemelerdir. Ses yapısı bakımından, söyleyişte güçlükler taşıyan cümleler içerir.
Berber demiş berbere
Gel be berber beriye
Der mi berber berbere
Gel be berber beriye (Yukarı Banisa Köyü / Gostivar)
Edebi tekerlemeler ise, büyükler tarafından küçüklerin eğitimi amacıyla söylenir. Dil ve konu bakımından, ötekilere kıyasen, daha düzgün ve amaçlarına uygun biçimdedir.
Gün doğar sabah olur
Neylersin tembel uyur
Bense erken kalkarım
El yüzümü yıkarım
Annem düzer başımı
Ben bilirim yaşımı
Ekmek yerim doyunca
Koşarım yol boyunca
Okul benim sevdiğim
Sen evde kal bebeğim (Üsküp)
Fesligen ektim ot bitti
Bahçemizde gül bitti
Yaşayalım dost gibi
Bilelim bu nimeti (Sevinç Dergisi)
Bunların yanısıra; bağımsız olarak söylenen tekerlemeler arasında, derviş şâirler ve halk ozanları tarafından söylenenler de vardır. Üsküp Halk ve Üniversite Kütüphanesi’nin bir cöngünde yer alan Derviş Seyyahî’ye ait bir eser bu tip tekerlemelere güzel bir örnektir. Derviş Seyyahî’nin nereli olduğu bilinmemektedir, ancak söz konusu esere Üsküp’te rastlanması onun buralarda söylendiğini göstermesi bakımından önemlidir.
Tekerleme-i Derviş Seyyahî
*Dinleyin sözümü begler agalar
Filanın kervanı gelip geçiyor
Eşek bori çalar, oynar zagarlar
Leylek bekri olmuş, şarap içiyor
*Köpek zurna çalar
Tazi oyun ta’lim eder zagara
Horos ile tavuk kalmiş avare
Tusbagı menzile binmiş, kaçıyor
*Tilki nakış işler, çakal bez dokur
Ördek kalaycı olmuş, kalaylar bakır
Öküz terzi olmuş, kumaş biçiyor
*Pire natır olmuş, kehle hamamcı
Geyik bakkal olmuş, akbaba mumci
Serçüe zend olmuş, çaylak boyaci
Kurd bazirgan olmuş, kumaş ölçüyor
*Derviş Seyyahî söylemez yalani
Ayı oynadırken gördüm yılani
Düşüp menzilinden girü kalani
Felegin devrani cevrin saçıyor
bazirgan: bezirgan; beg: bey; bori: boru; girü: gerü; horos: horoz; kurd: kurt; tazi: tazı; tusbagı: tosbağa
İfade tarzı bakımından benzer bir tekerleme de sözlü gelenekten derlenmiştir.
Zürafeler aşkına
Filler düştü şaşkına
Masa üstünde çiçek
Elbisem mini etek
Çantamı aldım koluma
Çıktım tiren yoluna
Ben bir subay beklerken
Çöpçü de girdi koluma
Ayakkabım toz atar
Çöpçü bana göz atar
Çöpçü gözün kör olsun
Elâlem bize bakar
Çöpçü camdan atladı
Arpa taşı patladı
Bunu duyan fareler
Oynamaya başladı (Valandovo)
tiren: tren; zürafe: zürafa
KAYNAKÇA
*Hafız, N. (1989). Makedonya Türk Halk Edebiyatı Metinleri. İstanbul: Anadolu Sanat Yayınları.
*Hasan, H. (2005). Makedonya Türklerince Söylenen Bilmeceler ve Tekerlemeler. Ankara: AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
*Yardımcı, M. (Kasım 1998). Kıbrıs ve Diğer Türk Ülkelerinde Ortak Ninni ve Tekerlemeler. 2. Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi [Bildiri], Gazimağusa.
*Yardımcı, M. (Ocak 2005). Batı Trakya Türkleri Halk Edebiyatı ve Türk Dünyası Folkloruna Mukayeseli Bir Bakış. 1. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi [Bildiri], Münih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder