16 Ekim 2010 Cumartesi

Makedonya tarihinde sahte belgeler mi kullanıldı?

Son iki gündür Makedonya Bilimler Akademisi MANU ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi IRCICA tarafından ortaklaşa düzenlenen IV. Uluslararası Balkanlar’da İslam Medeniyeti Kongresi'ni gazeteci sıfatıyla izledim. Kongre Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov'un himayesinde yapıldı. Bir bilim adamı olan İvanov dünya tarihinde en uzun süren barış dönemlerinin Pax Romana ve Pax Ottomana (Osmanlı Barışı) olduğunu, Osmanlı Barışı'nın millet sisteminin hoşgürüsü sayesinde gerçekleştiğini söyledi. İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu gelecekte Avrupa'nın İslamın kendisinin ayrılmaz bir parçası olacağını anlayacağını vurguladı. Makedonya, Türkiye, Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk ve Bulgarıistan'dan kongreye katılan bilim adamları değişik dallarda bildiriler sundu. Ben de 20 üzerinde bilim adamından açıklama aldım. Bu açıklamalardan en çok ilgimi çeken Profesör Doktor Kosta Balabanov'un konuşması oldu.Balabanov herkes tarafından bilinen ve Üsküp'ün en eski resmi olduğu sayılan Holandalı grafik sanatçısı Yakobus Harevin'in gravürünü yeniden yorumlayarak Makedonya tarihinde taşlar yerinden oynadı. Balabanov'un bu yorumu sayesinde Üsküp Taşköprü'sünün Bizans eseri olduğu ve Burmalı Camii'nin yerinde eskiden kilise olduğu iddiaları suya düşüyor. Balabanov'a göre gravürde 15. asırın son yıllarında yapılan Üsküp Taşköprüsü ve Burmalı Camii'nin görünmediği için bu gravürün muhtemelen 1480'li yıllarda yapıldı. Balabanov, gravürde yazan 1594 tarihinin doğru olmadığını hatta sahte olduğunu aksi takdirde resimde hem Taşköprü'nün hem Burmalı Camii'nin görünmesinin gerektiğini belirtiyor. Bize gösterdiği gravürün orjinal fotoğrafının alt bölümünde sadece 94 yazıyor. Balabanov bunun yıl değil kayıt numarası ya da sayfa numarası olduğunu düşünüyor. Balabanov'un İsmini vermek istemdiği bir kişinin 94'ün önüne 15 ekleyerek 1594 yılı gibi göstermiş.Bununla yetinmemiş gravürün altında bulunan bu sayıyı gravürünün içinde sanatçının isminin yanına eklemiş. Bu sahtekarlığın işi burada da bitmiyor. Bize gösterilen orjinal gravürde "СКОПИА оп де Ревиер де Вератазар ин Сербиа " ( Üsküp,Vardar nehri, Sırbistan) yazıyor. Balabanov'un söz ettiği sahtekar adam bu metini beğenmeyip metinden "ин Сербиа" bölümünü çıkarıyor. İkinci aşamda tüm metin çıkarılıyor. Metinin "СКОПИА" bölümü gravürün içinde bir şerit içerisine ekleniyor. Bu detayları Balabanov'un sahte olduğunu iddia ettiği yukardaki fotoğrafta görebilirsiniz. Balabanov'a göre orjinal gravürde Üsküp'ün Sırbistan'da bulunduğunu yazıyor çünkü Osmanlı devletinin Üsküp'ü 1392 yılında fethetmesine rağmen dönemin Avrupa ülkelerinin diplomasisi 15. asırın sonuna kadar silahla fethedildilen bu bölgeyi Osmanlı devletin bir parçası olarak tanımıyor dolaysıyla gravürde bölgenin eskiden hangi devletin dahilinde bulunduğu açıklanıyor.Gravürde ayrıca iki köprü görünüyor ama Balabanov'a göre köprülerden biri büyük bir ihtimalle tahtadan yapılmış çünkü savunma kanalı üzerinde bulunan bu köprünün taştan yapılması mümkün değil. Saldırı sırasında bu köprüler genelde yok edildiği için Osmanlılar'ın böyle bir köprüyü taştan yapmaları imkansız. Baruthaneye giden diğer köprü ise çok küçük ve Osmanlı devletinin yaptığı taşköprüsünün büyüklüğüyle kıyaslanmaz. Balabanov'un açıklamaları sayesinde Taşköprü'nün Bizans eseri değil bir Osmanlı eseri olduğu kesinleşiyor. Bununla Doğu Roma İmparatorluğu'nun imparatoru Jüstinianos veya Sırp çarı Duşan tarafından yapıldığını iddia eden bazı Makedon bilim adamlarının tezleri de yalanlanmış oldu. Türk bilim adamları ise Taş Köprüsünün 15.yy’da daha Sultan II Murat zamanında inşa edilmeye başlayıp Sultan II Mehmet döneminde tamamlandığını söylüyor. Balabanov ayrıca Burmalı Camii'nin yerinde eskiden kilise olduğu doğrultusundaki iddiaları da yalanlıyor. Balabanov'a göre Burmalı Camii'nin yapılmasından önce bu yerde baruthane var. Baruthanenin taşınmasıyla Osmanlı askeri bu yeri Burmalı Camii'nin yapılması için hibe ediyor. Bu baruthane gravürde de görünüyor.Balabanov'a göre hangi kilisenin nerede bulunduğu konsunda bir çok belgenin olduğunu ama Burmalı Camii'nin yerinde kilise bulunduğuna dair hiçbir belgenin olmadığını söyledi. Üsküp'te Makedonya Bilimler Akademisi MANU ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi IRCICA tarafından ortaklaşa düzenlenen IV. Uluslararası Balkanlar’da İslam Medeniyeti Kongresi'de sunulan bildirilere bakılırsa Makedonya tarihinin bazı bölümlerinin yeniden yazılması gerektiğini gösteriyor.

Hiç yorum yok: