23 Mayıs 2010 Pazar

Makedonya Türkleri Anonim Sözlü Halk Edebiyatı-TÜRKÜLER

Özgür Medya'nın yazarı Fatmagül'un araştırması.

Türküler, Türk Halk Edebiyatı’nın en zengin türlerinden biridir. Her türkü, belli bir ezgiye sahiptir. Çoğunlukla; üçer ya da dörder dizeli bentler ve her bendin sonunda tekrarlanan nakarat dizelerinden oluşurlar. Ölçüleri; yedili, sekizli veya onbirli hece ölçüsüdür. Türkülerde; bireysel veya toplumsal olaylar konu edilir, çeşitli duygular dile getirilir.

Makedonya Türkleri’nce söylenen türkülerin çoğu şekil bakımından düzenli türkülerdir. Bu türküler, bentlerindeki ve nakarat bölümlerindeki dize sayısına göre, değişik şekillerde gruplandırılabilir.

Bunların içinde, sayıca en çok olanlar bentleri dört dizeli olanlardır.

Bent: Dört Dize - Nakarat: Bir Dize
Yedi vagon geliyor
Bir denk un için
Yaktilar pişırdiler
Biraz su için
Ah gençliğim eyvah
... (Kalkandelen)

Bent: Dört Dize - Nakarat: İki Dize
Lamba da şişesıs yanmaz mı
Cicim bana yâr bulunmaz mı
Ben bu dertten ölürsem
Cicim beni acıyan olmaz mı
Alamadım kaşleri kareye
Süremedım zevk ile sefaye
... (Struga)
şişe(sıs): şişe(siz)

Bent: Dört Dize - Nakarat: Üç Dize
Karanfil oylum oylum
Geliyor selvi boylum
Selvi boylum gelinces
Tes olur benim gönlüm
Vay benim efendim efendim
Sari lira vireyim vireyim
Kol kola gideyim ben o kizi alayim
... (Struga)
kiz: kız; tes: tez; virmek: vermek

Bent: Dört Dize - Nakarat: Dört Dize
Ah hep güzeller aller giymiş
Ben de giysem kareler
Ah yüreğimde vardır benim
Vardır türlü yareler
Lokman gelse o bulamaz
Bu derdime çareler
A dilber aşkın pek fena imiş
Beni mecnun eyledi
... (Üsküp)
al(ler): al(lar); kare: kara; yare: yara


Bazılarında; dördüncü dize genişleyerek nakarata dönüşebilir.

*Şadırvan olsam akayım
Daim yollara bakayım
Sinem dağları yakayım aman (2)
Yakacak ben mi bulundum
Hem hasretlik hem gurbetlik
Çekecek ben mi bulundum
*Bak şu feleğin işine
Ayırdı aldı eşim(e/i) aman (2)
Verecek ben mi bulundum
Hem hasretlik hem gurbetlik
Çekecek ben mi bulundum
*Bak şu feleğin oynuna
Menekşe takmış boynuna aman (2)
Kokacak ben mi bulundum
Hem hasretlik hem gurbetlik
Çekecek ben mi bulundum (Üsküp)

Bazılarında da; son dize nakaratın yerini alır ve her bentten sonra tekrarlanır.

*Ben mi dedim sana güzel olasın hey
Olasın da benim gönlümü alasın hey a canım
Benden bulmayasın Hak’tan bulasın hey
Bir güzelden yadigârdır bu sevda hey a canım
*Aşk dediğim bir ateşten gömlektir hey
Başımıza dönen çarkı felektir a canım
Ele çirkin bana huri melektir
Bir güzelden yadigârdır bu sevda hey a canım (Üsküp)

Bunların dışında; koşma şeklinde düzenlenen türküler vardır. Bu türkülerde, bendin dördüncü dizesi anlam bakımından üçüncü hatta daha önceki dizeye benzer. Ancak; bentlerin son dizeleri arasındaki kafiyelerin değişmesi gibi, sözleri de değişir.

*Bir evler yaptırdım sazdan samandan
İçıne girılmez tozdan dumandan
Bir pınar kazdırdım urgan yetişmez
Sağuktur sulari bir tas içilmez
*Bir evler yaptırdım Vardar’a karşi
Giyindim kuşandım akşama karşi
Bir yüzük yaptırdım olmaz taşından
Değil miyim be efendim güzeller başi (Üsküp)
olmaz: elmas


Bentleri üç dizeden oluşan türküler, dördüncü dizeleri düşmüş ve yerlerine nakaratlar gelmiş koşmalardan meydana gelmiştir.

Bent: Üç Dize - Nakarat: Bir Dize
Bulut gelir sehariyle
Her bir çiçek bahariyle
Herkes sarılmış yâriyle
Yağma yağmur esme deli rüzgâr yârım yoldadır
... (Üsküp)
sehar: seher

Bent: Üç Dize - Nakarat: İki Dize
Sarı zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silahları ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
Yazık olsun telli doru şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
... (Valandovo)

Bent: Üç Dize - Nakarat: Üç Dize
Düz yola çıktım dümen bozuldi
O dümen bana hayıra çıkmadi
O güzel Halim suda boguldi
Dedım be Halim sakın sen gitma
O hayin sudur sakın aldanma
İki yavrun var sen yetim bırakma
... (Gostivar)
hayin: hain

Bent: Üç Dize - Nakarat: Dört Dize
Saadi var beş liralık
Kendisi etmes beş paralık
Ben yanında beş bin liralık
Yandım yâre
Bana bir çare
Lâyik miyim
Ben bu ihtiyâre
... (Üsküp)
et(mek/mes): et(mek/mez); lâyik: lâyık; saa(t/di): saa(t/ti)

Bentleri iki dizeden oluşan türkülerde ise, son dize yerine, son iki dize düşmüştür.

Bent: İki Dize - Nakarat: Bir Dize
Pencereden kar geliyor
Ardıma baktım yâr geliyor
Yâr aman aman kız aman aman of
Terzi de kolların kırılsın
Yelek te bana dar geliyor
Yâr aman aman kız aman aman of
... (Doyran)

Bent: İki Dize - Nakarat: İki Dize
Kotine’m kıs al kemanemi al çal
Bakalım çalmak ta bilmes
Esmer güzel Kotine’m doldur içelim
Ah yol ver geçelim
... (Struga)
bil(mek/mes): bil(mek/mez); kıs: kız

Bent: İki Dize - Nakarat: Dört Dize
Arabanın tekerlegi mor boya malım mor boya
Sarılalım sarmaşalım boy boya malım boy boya
İleri küçük hanım kalma geri vay vay
Dayanamam dokunacak sözleri vay vay
Hızli vurur Ohri kızi zilleri vay vay
Etekleri sürüniyor yerlere vay vay
... (Ohri)

İki dizeli bentlerden meydana gelen türküler arasında nakaratsız olanlar da vardır ve bunlar sayıca en çok olandır.

*Bu tomofil Celo Aga benzinsız gitmez
Şehit oldu Celo Aga toprak çürütmez
*Rafta koydum hanım anne gümüş kaşigıni
Makinede vurdiler Celo aşigımi
*Çiktım süpüriyım avli yandım dumandan
Kim ayırdi Celal’dan ayrılsın imandan
... (Gostivar)
avli: avlu; tomofil: otomobil

Bunların dışında; bentleri beş dizeden oluşan türküler de bulunmaktadır. Bu türküler; çoğunlukla, üç ya da dört dizeli örneklerden, dizelerin bölünüp beşinci dizeyi oluşturmasıyla ortaya çıkmıştır. Çok az sayıda olanı bu şekilde oluşmamıştır.

*Kıyma bana güzelim
İşte seni seven benim
Senin aşkından ülecim
Günah ise gönül çekmek
Emredersen ben üleyim
*Kıyma bana güzelim
Güzeller içinde teksin
Biliyorum en sonunda
Sen beni öldüreceksin
Kıyma bana güzelim (Ohri)
ül(mek/ecim): öl(mek/eceğim)

*Merdüvenden ayak ayak inerken
Eşkiyaler tutti dönerken
Bakın bakın dostlar
Agalerim yok midir benim
Bakın bakın dostlar
*Yarelerim çok midir benim
Sari çamdan tabudumi oysunlar
Genç Abdremen Â’yi koysunlar
Mezarımi (aman) derin kazın dar olsun
Etrafında lâle zümbül var olsun (Radoviş)
Â(’yi): Ağa(’yı); merdüven: merdiven; yare: yara; zümbül: sümbül

Düzenli türküler arasında yer alan bir tür olan mâni biçimindeki türküler, sayıca çok olan türkülerdir. Bu tip türkülerde; bentler herhangi bir türküde kullanılabilir biçimdedir, aralarında değişik şekillerle birleşirler. Bentleri birbirine bağlayan en önemli unsur ezgidir. Nakaratlarsa her yeni örnekte değişir. Bu gruptaki türkülerin büyük bir kısmında hece uyumsuzluğu, bazılarında da kafiye tutarsızlığı görülür.

*Bu dağlar uzun dağlar
Etekleri buz dağlar
Yârim askere gider
Kalbim durmadan ağlar
*Yüreğimde bu acı
Yok mu bunun ilacı
Giymek nasip olmasa
Bize evlilik tacı
... (Gostivar)

*Arzı’yı suya yolladım
Vardım kendim doldurdum
Dolu deyi kaldırdım
Kol baylerimi çaldırdım
*Kar yavar Arzı tulup tulup
Bınar başı kuytuluk
Kol bayımı bulana
Arzı kız kendi muştuluk
... (Doyran)
bay(lerimi): bağ(larımı); bınar: pınar; deyi: diye; yavmak: yağmak

Bunların yanısıra; şekil bakımından düzensiz olan türküler de vardır. Bu düzensizlik hece ölçüsünde ve kafiyelerde görülür. Bununla birlikte; metinlerin bentlere ayrılmadığı örneklere de rastlanır.

*Metin olur şu ovanın bostanı
Şimdi de giyer dolma da boylu
Ase moda fustanı
...
*Metin olur şu derenin inciri
Ben kıyamam dolma da boylu
Urayım boynuma zinciri
...
*Bahçelerde onar taze meyvalar
Kız senin aşkına tuttu beni
Kara sevdalar (Kurthamzalı Köyü / Doyran)
ase: hasse; fustan: fistan; urmak: vurmak

Üç kuş idim gezerdim her gün heyvade
Zalim avci vurdi beni koydi tevade
Yavrularım yetim kaldi ayle yuvade
Heyvade turna sesi gelir kınadi burma
Agzi dolu yem şekerli urma
Hurmada hurma duman çikmiş daglar başına
Heniz girmiş on üç on dört yaşına
Yazılmiş ferman gelir düşman elinde
Aç kapiyi Safet Hanım ben gelirim
Masada kâtip yanlış yazmiş
Aç kapiyi Safet Hanım ben gelirim (Ohri)
aylemek: ağlamak; heniz: henüz; heyva: hava; kına(t/dı): kana(t/dı); teva: tava; urma: hurma


Ayrıca; diyaloglu türkü metinlerine de rastlanmaktadır.

-Ben bir köylü kızıyım
Davar inek sağarım
Çıktım yolun üstüne
Çobanımı ararım
-Burda mısın köylü kızı
Ben de seni ararım
Arayım da bulamazsam
Gözyaşıyle ağlarım
... (Valandovo)

-Kızım kızım Rahime kızım
Gel vereyim seni kızım
Çoban olana
-Anam be anam ben varamam ona
Onun vardır koyunları
Sağdırır bana
...
-Kızım kızım Rahime kızım
Gel vereyim seni kızım
Kâtip olana
-Anam be anam ben varamam ona
Onun vardır kitapları
Okutur bana
...
-Kızım kızım Rahime kızım
Gel vereyim seni kızım
Sarhoş olana
-Anam be anam ben vardım ona
İçer rakı şarabı
Sarılır bana (Kocacık Köyü / Debre)

Makedonya’da söylenen türküler, konu bakımından, Türkiye’deki türkülerle aynı özellikte olmakla birlikte kimi farklılıklara da sahiptir. Buna göre; Makedonya Türkleri tarafından söylenen türküler, konularına göre şu şekilde sınıflandırılıp örneklendirilebilir.

Aşk Türküleri:

Aşk türküleri, sayıca en çok olandır. Bu türküler; lirik şiirin en eski örneklerini oluşturur. Zamana karşı dayanıklı, uzun ömürlüdürler. Hem özlerini muhafaza eder, hem de yeni örnekler verirler. Değişmelere açıktırlar.

Bu türkülerde, esas olarak, genç kızla delikanlı arasındaki aşk dile getirilir. Bu aşkın hissettirdiği coşkulardan, arzulardan, heyecanlardan bahsedilir.

Elâ gözlerin gördüğüm akşam
Çay kenarında gezdim doya doya
Aşk dolu kalbini kalbim o akşam
İşledim aşk teliyle ipek oya
... (Üsküp)

*İpek kuşak beldedir
Yarı ucu yerdedir
Kaza be kaza gezdim
Gene gönlüm sendedir
*Tabakamda tütün yok
Akıl başta fikir yok
Kaza be kaza gezdim
Senin gibi dilber yok (Kocacık Köyü / Debre)

Günderdım yârima bir gümüş kaşık
İçinde yazdırdım sevdalı âşık
Alsana be sevdığım
Başka ne lazım alsana be sevdığım
Günderdim yârima bir güzel (altından) kutu
İçine doldurdum meyvaî koku
...
Karadır kaşları benzer kemane
Güzelsin be yârim yoktur beane
... (Zdunye Köyü / Gostivar)
beane: bahane; gündermek: göndermek

*Şu karşiki dagda of aman aman yayla çimeni (2)
Güvercin bakışli yârim
Gözleri sürmeli
*Avada uçanlar of aman aman bir yere iner mi (2)
Verilen muhabet yârim
Geriye düner mi
*İnsan sevdiğini alır of aman aman hiç böyle üzer mi (2)
Baygın bakışlarına yârim düşmüştür gönlüm
Güzel gözlerine eşim yanmiştır canım
... (Ohri)
ava: hava; dünmek: dönmek; muhabet: muhabbet

Day başında ocak ocak aylemekten gelirim
Kaybettim nazli yârimi aramaktan gelirim
Kaç be dilber kaç karşimdan yakar ateşim seni
Er olan meydana çıksın kim sever yosma(m) seni
...
Endım yârin bahçesine gül kopardım kokmaya
Gül dikenden ayrılıyor yâr başına takmaya
... (Konçe Köyü / Radoviş)
aylemek: ağlamak; day: dağ; en(mek/dım): in(mek/dim);

*Bene n’oldi ben bilemem
Eski alım iç göremem
(Şu sevdaya sabredemem)
*Bu sevdadan vazgeçemem
(Seni sevdım terk edemem)
Güzelim bene n’oldi ben bilemem (Radoviş)
al(ım): hal(im); bene: bana; iç: hiç

Ayrılık Türküleri:

Türküler arasında, ayrılık motifini işleyen örnekler çok yaygındır. Bu gibi türkülerde, ayrılık nedeni askerlik veya gurbettir. Ancak; çoğunda, bu neden açık olarak belirtilmemiştir. Konu birliği yoktur.

Askerlik türkülerinde, askerlikten de bahsedilmekle beraber, askere gitmekten doğan ayrılıklar başlıca temayı oluşturur. Bunlar çoğunlukla lirik türkülerdir ve bu türküleri çoğunlukla askerler söyler.

*Potin bagım çüzüldi
Bagla sevdıgım bagla
Ben askere giderim
Agla sevdıgım agla
... (Ohri)

*Hükümetten çarıldım
Aman asker adıni yazdırdım
Kör olaydın be askerlık
Can cigerden ayırdın
Yazık olsun be askerlık
Can cigerden ayırdın
... (Ohri)
çarılmak: çağrılmak

*Karadeniz her tarafı mitelez
Miteleze dum dum da kurşum atarız
Ah askerlik şimdi da büküyor belimi belimi
A evde da braktım telli da pulli gelini
... (Kalkandelen)
brakmak: bırakmak; kurşum: kurşun

*Yüriyelim ileriye
Atlayalım dağ tepe
Patladalım bombalari
Şan verelim er yere
*İntikam alamasek
Türklik bize nafile
Madam böyle ep kardaşlar
Ep verelim el ele
*Ep verelim el ele
Koşalım Rumeli’ye
Sıstıralım baykuşlari
Yeter oldi velvele (Radoviş)
ep: hep; er: her; madam: madem; sıstırmak: susturmak; Türklik: Türklük


İçlerinde, diyalog şeklinde olanları da vardır. Bunların bir özelliği; türkünün tamamının diyalog şeklinde devam etmemesi, bir kısmının monolog olarak söylenmesidir. Bu tür türkülere Türk Edebiyatı’nda çok az rastlanır.

*Sıra sıra kavaklar
Bizi analar ağlar
Dizar cennet görmesinler
Bizi asker alanlar
*Kaleden endırdiler
Paytona bindırdiler
Üç günlük güveyi idım
Oy askere gönderdiler
*Kaleden enişelım
Koç gibi dügüşelım
Aç be yârım yorgan katıni
Bayramda görüşelım
*Kalenin ardı bunar
Soksam elımi donar
Ni kız kaldım ni de gelin oldum
Ona yüregim yanar (Ohri)
bunar: pınar; dügüşmek: döğüşmek; endırmek: indirmek; ni: ne; payton: fayton

Ayrılık türküleri arasında, gurbet türküleri oldukça fazla sayıdadır. Bu türkülerde, gurbete daha çok sevgilinin aşkı yüzünden düşülmüştür.

*Gidin bulutlar gidin
Yârime selam edin
Yârim uykuda ise ey aman aman (2)
Uykiya hikram edin (2)
Çiniye kestim narı
Aylerim nazlı yârı
Gurbet ele yollamışım ey aman aman
Kıvırcık saçlı yârı
Yırak yola yollamışım ey aman aman
Kınalı saçlı yârı
... (Pırnalı Köyü / İştip)
aylemek: ağlamak; hikram: ikram; yırak: ırak

Yıldız dağı işte geldim yanına
Bir teselli versene garip canıma canıma
Salıver gideyim nazlı yârıma
Ülker yıldız niçin kalkmaz dumanın dumanın
Dertli yıldız niçin gitmez ateşin merakın
Namlı da namlı yükseklerde karın var
Alçağında mor sümbüllü bağın var
Şimdi duydum benden başka yârin var
Ülker yıldız niçin kalkmaz dumanın dumanın
Dertli yıldız niçin gitmez ateşin merakın (Üsküp)

*Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır
Bugün posta güni canım sıkılır
Sıkılır aman aman aman
*Ellerin mektubu gelmiş okunur
Benim yüreğime ancer sokulur
Sokulur aman aman aman
... (Çalıklı Köyü / Valandovo)
ancer: hançer


Ayrılık nedeni belli olmayan türküler de sayıca büyük bir çoğunluğu oluşturur. Bu gibi türkülerin söylenmesine asıl sebep aşk duygularıdır. Duyguları gizleme eğilimi ifadeye mecazi bir anlam kazandırmıştır. Ayrıntıdan çok genele önem verilmiştir.

*Dağlar dağlar viran dağlar
Yüzün güler kalbin ağlar
Gidın sorun niçin ağlar
Yâri gitmiş on’çin ağlar
... (Pırnalı Köyü / İştip)

*Ayrılık ateşten bir ok
Nazlı yârden hiç haber yok
Benim derdim herkezden çok
Ben nasıl yanmayayım dağlar dağlar dağlar dağlar oy
... (Ohri)
herkez: herkes

Ayrıldım gülüm senden
O kare gözlerinden
O kare gözlerinden aman
Sırmalı saçlarından
...
Mektüp saldım kaladan
Dallar kopmiş aradan
Bize asretlık düşti aman
Kauştursun Yaradan
... (Struga)
asret(lık): hasret(lik); kala: kale; kare: kara; kauşturmak: kavuşturmak

*Annem annem canım annem
Südünü bana ellal eyle
Etmem oğlum etmem ellal
Sen beni bırakırsın gidersin
Anne südü sana haram
Niçin ellal istersin
...
*Yâr mendili al elimden
Çıkıp giderim evimden
Eysik ziyade ellal eyleyin
Ya gelirim ya gelemem (Bayrambosu Köyü / Valandovo)
ellal: helal; eysik: eksik

Tarihî Türküler:

Tarihî konularla ilgili türküler, tarihî olaylara ya da kişilere bağlıdır. Bu türkülerde, sanatsal bir ifade içinde verilenler tarihî gerçeklere uygun olarak ele alınır.

*Karadeniz akmam diyor
Etrafımi ikmam diyor
Ben Tuna’yi bırakmam diyor
Üs bin kafir gelmiş olsa
Ben Plevne’den çıkmam diyor
...
*Ançerıni saldım taşa
Taş ayrıldi baştan başa
Kor olaydın Osman Paşa
Askerıni dağıttın dağlen taşa
...
*Çadırımın ipi yerde
Üstümüzde yeşil perde
Urun evlatların urun
Umudumuz yok geride (Struga)
ançer: hançer; ikmak: yıkmak; kor: kör; urmak: vurmak; üs: yüz

*Çanakkale içinde vurdular beni
Kefensiz mezara koydular beni oof gençliğim eyvah (2)
*Atma be kafir Yunan atma aman pişman olursun
Kanımıza dokunmadan aman kurban olursun oof gençliğim eyvah (2)
...
*Çanakkale içinde sıra sıra süğütler
Altında yatıyor arslan yiğitler oof gençliğim eyvah (2)
... (Pırnalı Köyü / İştip)
süğüt: söğüt

Şıpka’nın içinde (agom) sıra sügütler
Baş başa durmiş (agom) yatır şehitler
Şıpka’ya gidenler (agom) ep baba yigitler
Kanın yerlere damlasın Şıpka gâuri
İsmin yerlere batsın Moskof’ın krali
... (Radoviş)
ep: hep; gâur: gâvur; sügüt: söğüt; yat(mak/ır): yat(mak/ar)

Yergi Türküleri:

Hoşnutsuzluk ve kanunlara, geleneklere karşı öfke türkülerde sık rastlanan konulardır. Bu türküleri ortaya çıkaran en büyük sebep sosyal farklılıklar ve bunların doğurduğu engellerdir. Bu türkülerde; güldürü hedef değil, haksızlığı ortaya çıkaracak bir araçtır. Çoğunda, ne sebeple eleştiri yapıldığı belli değildir.

*Kaynanan suya gider
Paçası sokak siler
*Paçasından utanmaz
Oturmuş gelin düzer
Paçasından utanmaz
Oturmuş gelin düzer
*Kaynananın dilleri
Öldürür gelinleri
*Çatla da patla kaynana
Gel iki gözüm kaynana
Çatla da patla kaynana
Gel iki gözüm kaynana
... (Radoviş)

*Samanlık dolu saman samanlık dolu saman
Uyu efendim aman uyu efendim aman
On beş lira sarf ettim on beş lira sarf ettim
Görüşmemiz ne zaman görüşmemiz ne zaman
*Arpalar ekıldi mi arpalar ekıldi mi
Sevda bizi buldi mi sevda bizi buldi mi
Bir top kumaş yolladım bir top kumaş yolladım
Beyın babasi duydi mi beyin babasi duydi mi
... (Ohri)


Eşkıya Türküleri:

Diğer türkülere nazaran, bu tür örneklerin sayısı azdır. Bu türkülerde; insanların eşkıya olma sebeplerinden ziyade, genellikle özel kin nedeniyle yapılan savaşlar konu edilmiştir.

*Hayden geldim
Kuru çeşmenin taşına
Hasan vurmuş baltayla
Receb’in başına beyim başına
*Hayden gidelim
Kuru çeşme düzüne
Dumanı çökmüş
Receb’in gözüne beyim gözüne
*Ali’mi de kapadılar kolûbaya
Receb’i yolladılar
Doyran’a beyim Doyran’a
*Ocaya bu davalar
Ar geldi beyim
Remzi’ye Pazarlı bağları
Dar geldi beyim dar geldi
*Remzi Ağa
Komşu ocaya
Keçileri katıyor beyim katıyor
*Remzi Ağa
Saklı yerden
Atıyor beyim atıyor (Kurthamzalı Köyü / Doyran)
hayden: haydi; kolûba: kulube; oca: hoca

Drama köprisini Yaya’m gece mi geştın
Ecel şerbetini Yaya’m ölmeden iştın
Anadan geçilir babadan geçilir
Yârdan geçilmez
At martini Debreli Yaya
Daglar tinlesin
At martini Debreli Yaya
Namın söylensin
Drama köprisi da Yaya’m dardır geçilmez
Soukdur sulari Yaya’m bir tas içilmez
Anadan geçilir babadan geçilir
Yârdan geçilmez
...
Adam öldürmegi Yaya’m kolay mi sandın
Adam öldürmegi Yaya’m oyun mi sandın
At martini Debreli Yaya’m teher meydani
Bin beş yüzi ver Kostadin teher meydani
... (Radoviş)
geş(mek/tın): geç(mek/tin); iş(mek/tın): iç(mek/tin); köpri: köprü; souk: soğuk; tinlemek: tınlamak


Göze çarpan bir motif de; yakınlarının eşkıyaların evlerine dönmeleri için yalvarışları, onların ise sağ olarak kanunun eline düşmek istemeyişleridir.

*Haydi Yusuf Kara Yusuf
Haydi gel eve
Gelemem anam gelemem babam
Ben geçmem ele
*Mezar taşlarını Yusuf
Koyun mu sandın
Adam vurmayı Yusuf
Oyun mu sandın
*Kara Yusuf’un sokağı
Engin daracık
Çok istemez Kara Yusuf
Yüz on liracık (Kocacık Köyü / Debre)


Makedonya’da söylenen türküler arasında, Türk halk kahramanı Köroğlu ile ilgili örneklere de rastlanmaktadır.

Ayvaz: Yetiş Köroğlu yetiş
Gitti ya namımız
Tuna seli gibi
Aktı ya kanımız
Köroğlu: Ben bir Köroğlu’yum
Evveli baştan
Kan ile irin akıtırım
Kirpikten kaştan
Düşman: Aman kıratlım aman
Bağışla beni
Bağışlarsan beni
Yüz lira sana
Köroğlu: Ey kâfir
Senin yüz liran bana mal olmaz
Kır atıma yaptıraydım
Bir tek nal olmaz (Kocacık Köyü / Debre)


Hapishane Türküleri:

Bu tür örnekler, sayıca fazla değildir. Konu bakımından da, çok karışık ve belirsizdir.

Kolum bagli aman götürdüler saraya
Ep davıcilar dizılmişler aman sıraya
Yoktur kimsem aman gitsın girsın araya
Ayleme be ninem kader boyle da imiş ne çare
Sızlama müstacib kısmet boyle da imiş ne çare
Viran kalsın aman hapsanenın kapisi
Kavgirdendır aman duvarların yapisi
Viran kalsın aman hapsanenın kilidi
Amana aman yüregımden yak kalmadi aman erıdi
... (Struga)
aylemek: ağlamak; bagli: bağlı; boyle: böyle; davıci: davacı; ep: hep; hapsane: hapishane; yak: yağ

*Ben bir evler yaptırdım Arnavut dağlarına
Arnavut dağlarına
Beni doktor koydular genç kız astalarına
Yanarım ben yanarım aman apuslarda yatana
Al yeşil camdan aman bakana
*Penceresi perdeli çiçek açar zerdali
Gören maşallah desin kimin var böyle yâri
Kimin var böyle yâri
Yanarım ben yanarım aman apuslarda yatana
Al yeşil camdan canım bakana
... (Pırnalı Köyü / İştip)
apus: hapis; asta: hasta

Ağıtlar:

Ağıtlar, sayıca oldukça fazladır. Bu tip türkülerde, çoğunlukla, kız kaçırma sırasındaki cinayetler ya da sosyal farklılıklar nedeniyle gerçekleştirilemeyen evlilikler konu edinilmiştir.

*Gülsüm kız
Oturmuş yelek dikmeğe
Salim çocuk gelmiş
Alıp gitmeğe
*Anam beni eylesın
Gülsümüm desın
Mıradına varmadan
Genç kızım desın
Genç kızım desın
*Çıktım dağ başına
Gönlüm bulandi
Sırma peliklerım
Kane boyandi
*Çıktım dağ başına
Top top fırtına
Salim be vuruldum
Gel al sırtına
Gel al sırtına
... (Buçim Köyü / Radoviş)
mırat: murat; pelik: pelit

Duman almış mezarımın taşıni
Silen yoktur gözlerımın yaşıni
Aglarım kaybettim canımın yoldaşıni
Aman da yârdan ayrılalı aman aman
Yârdan ayrılalı ben yâre diye
Âlem al giymış aman giyınmiş
Ben kareliye aman ben kareliye (Gradeç Köyü / İştip)
kare(li): kara(lı)

Yâr seba olsun ben bu yerden gideyim
Ya sen gidersen efendim ya ben kime kalayim
Garip bülbül gibi figan mi edeyim
Küsme dilberim küsme ben yoluma gideyim
Gideyim da gene geleyim
Geleyim da seni sorayım (Radoviş)
seba: sabah


Bu türkülerin bir kısmı, olayın kahramanının ağzından söylenir. Bazılarında ise; bir ara olay kahramanı, bir ara da ağıtı söyleyen kişi olarak karşımıza çıkar.

*Evimizin önü arman
Armanda savrulur saman yâr yâr aman
Ben Ali’me bulamam derman
Uyan Ali’m uyan be kara gözlüm sar beni
*Evimizin önü ide
İdenin dalları yerde yâr yâr aman
Benim Ali’m kara yerde
Uyan Ali’m uyan be kara gözlüm sar beni
...
*Tabıdımın alti çatlak
Sol yanımda urdu bıçak yâr yâr aman
Ali’mi uranlar alçak
Uyan Ali’m uyan be kara gözlüm sar beni
...
*Evimizin önü kavak
Boyu uzun yapra(ğı) ufak yâr yâr aman
Elim kına yüzüm dovak
Uyan Ali’m uyan be kara gözlüm sar beni
*Al dovamı kendim açtım
Ben de bu işlere şaştım yâr yâr aman
Ben Ali’mi uyur sandım
Uyan Ali’m uyan be kara gözlüm sar beni (Kızıldoğan Köyü / Valandovo)
arman: harman; dovak/dovamı: duvak/duvağımı; ide: iğde; tabıt: tabut; urmak: vurmak

Düğün Türküleri:

Makedonya’da derlenen türküler arasında, düğün türküleri, hem nicelik hem motif çeşitliliği hem de sanat değeri bakımından önemli bir yer kaplamaktadır. Bu türküler, metin itibariyle oldukça kısadır. Çoğu, sadece dört dizeden ibarettir. Diğer türkülerden farklı olarak, düğün dürküleri, söyleyicileri ve derleyicileri tarafından sınıflandırılmış türkülerdir.

Sünnet düğünüyle ilgili olan türküler, düğün töreninden önce ve genellikle sünnet olacak çocuğu ruhsal olarak hazırlamak amacı ile söylenir.

*Elıme teller elıme teller
Da bir hafta Tamer Aga’y sünet ederler
...
*Gidırecis Tamer Aga’y beyaz ipekten
Aldıracis çalgilar güzel Üsküp’ten
...
*Gelın be dayolarım gelına ovayle
Gezdırına Tamer Aga’y boyali çezayle
...
*Tamer Aga’n küşkünde bülbüller ütecek
Ablalari teteleri karyolay düzecek
...
*Tamer Aga’n baçesınde kıramadım buzi
Getırecek dayosi şamatali kuzi
...
*Çivide astım dayreleri
Bitti Tamer Aga’nın gayleleri
*Ektım çiçekleri tutuldi
Sünet oldi Tamer Aga kurtuldi (Gostivar)
aldır(mak/acis): aldır(mak/acağız); baçe: bahçe; çeza: iki tekerlekli yaylı at arabası; da: daha; dayo: dayı;
dayre: tef; gidır(mak/ecis): giydir(mek/eceğiz); küşk: köşk; sünet: sünnet; tete: teyze; ütmek: ötmek


Evlilik ile ilgili olan türkülerse, üç değişik zamanda söylenir. Düğün öncesi türküleri, genelde düğünün hazırlık dönemi ile ilgilidir. Düğün günü türküleri, doğrudan doğruya düğünün kendisi ile ilgilidir. Düğün sonrası türküleri ise, çoğunlukla gelinin suya götürülmesi ya da gelinin görev ve sorumlulukları ile ilgilidir.

*Ne durursun Osman Aga bu yaz gelin ara
Bakacasık güzel olsun kaşi güzi kara
*Kaşi güzi kara olsun esmer güzeli
Hem güzel bakacasık hem terbiyeli
... (Gostivar)
bak(mak/acasık): bak(mak/acağız); güz: göz

*İki kumri gelmiş ütüşür
Gelin ile güvegi gürüşür
*İki kumri gelmiş bugday arar
Güvegi anımını soydan arar
*Art kapidan anım yel gelir
Güvegiden anıma deste deste gül gelir (Üsküp)
anım: hanım; kumri: kumru

Gelin kızlar tulumbada bir su içelım
Dügünümüz olacak ruba biçelım
Rubalari günderdık terziye
Süsletsın düzeltsın gidırsın bize (Üsküp)
gündermek: göndermek

*Çarşidan aldırdım ne isterdi canım
Sanma Yüksel Hanım gelırsık alalım
Gelırsık Yüksel Hanım kınani koyalım
*Gel süpür Yüksel Hanım odalarıni
Güle güle taşıyasın rubalarıni
*Gel kopar Yüksel Hanım güllerıni
Güle güle taşıyasın mühürlerıni (Gostivar)
gel(mek/ırsık): gel(mek/iriz)

Kara üzüm bu mudur ağzım dolu su mudur
Gel anam görüşelim son görüştüğümüz bu mudur
Aşadan gelir kekliğim gerdanı boynunda
Bu gece yattım misafir babamın koynunda
Kodum gelin kınasını anam gelsin elini bağlasın
Gönülle verdi ağa babam duymayım ağlasın (Kocacık Köyü / Debre)
aşa(dan): aşağı(dan); komak: koymak

*Boncuklar dizi boncuklar dizi
Çık Yüksel Hanım karşıla bizi
*Çarşıdan aldırdım ne isterdi canım
Geldık alalım seni Yüksel Hanım
*Yak elektrik Osman Aga odan parlasın
İki güzel alınırler cihan anlasın
... (Gostivar)

*Osman Aga’nın odasi yaygili
Ne imiş gelin hanım saygili
*Kopardık o maleden bir mora güli
Mor gülsün Yüksel Hanım gonce gül misın
Osman Aga’ya gelmişsın
*Çinide tatli çinide tatli
Kaynananın hatıriyçin gel vurasın kapi (Gostivar)
male: mahalle; mora: mor

Bizim gelin bunardan su çeker
Nenesi evde can çeker
Gelini almişık davullen
Nenesıni brakmişık geliniylen (Orta Güreler Köyü / Üsküp)
brakmak: bırakmak; bunar: pınar


Dinî Türküler:

Bu türküler, sayı bakımından çok azdır. Çeşitli dinî duygulardan, olaylardan ve şahıslardan bahsedilir.

Allah adın ulidir
Emri tutan kulidir
Müminlerin yolidir
Allah Allah rahim
Allah Allah kerim
Ah diyelim yahu
(Allah adın deyinces)
Öli kabra varinces
Melek suval sorunces
Rabbim kimdir deyinces
... (Radoviş)
öli: ölü

*Asalari elinde
Tespileri belinde
Akın zikri dilinde
Bize dervişler geldi
*Dervişler geldi şükür
Dilleri bülbül şakır
Al yeşil asalari elinde
Akın zikri dilinde
*Bize sultanlar geldi
Buyurun efendiler
Bize ak sakallı pir geldi
Bize geldi Mustafa
*Bize geldi sultanlar
Buyurun efendiler (Radoviş)
Ak: Hak; tespi: tespih

Bismilaile çıktım yola
Selam verdim saa sola
Dinler misin Asan Aaa
Ramazan’ın mübarek ola
... (Gradeç Köyü / İştip)
Aaa: Ağa; Asan: Hasan; bismila(ile): bismillah (ile); sa(a): sağ(a)

*Bir kaşık saldım ayrana
Uzadı gitti Doyran’a
Dinler misin oca efendi
On beş gün kaldı bayrama
...
*Kabaktan iştim ayranı
Karşıdan gördüm Doyran’ı
Dinler misiniz amuca
Güzel yapacağız bu bayramı
...
*Selam verdim sağa sola
Cümle kula
Dinler misin konu komşu
Bayramınız mübarek ola (Durlombosu Köyü / Ustrumiça)
amuca: amca; iş(mek/tim): iç(mek/tim); oca: hoca

Anlatı Türküleri:

Anlatı türküleri, değişik duyguları dile getiren konular üzerine söylenen türkülerdir. Bu tür örneklerin bölümleri arasında düşünce bağlantısı ve konu birliği yoktur. Anlatı düzeni karışıktır; başta anlatılması gereken bölümler sona alınmış, sonda anlatılması gerekenler de başa alınmıştır. Bunlarda; uyulması gereken tek kural, mısraların başında ve sonundaki ses tekrarları ve uyakların yerli yerinde kullanılmasıdır.

*Soyletme beni derdım büyüktür
Ümidim gonlüm çoktan sünüktür
Bu hayat bana aman aman koca bir yüktür
Ümidim gonlüm çoktan sünüktür
*Dertsiz başımi aman dertlere saldım
Muhabet bâki aman kalacak sandım
Aşk ruya imiş gördüm uyandım
Muhabet bâki kalacak sandım (Struga)
gon(ül/lüm): gön(ül/lüm); muhabet: muhabbet; soyletmek: söyletmek; sünük: sönük

*Aman aman aman
Şekerden reçelden gidalım sefte
Onın ardınce ekşili köfte
Patlican musakasına olmaz bahane
O da derdıme derman olsun
*Amana aman aman
Âşık Üseyin der
Çoktur benim işlerim
Tavuk dolmasını sever dişlerim
Koç yanisiyle imtihane başlarım
O da boğazıma revan olsun
...
*Aman aman aman
Bu cihande sağ olursem
Radoviş içinde mukim olursem
Bu yemekleri her gün bulur isem
İsterse Ramazan alti ay olsun (Podareç Köyü / Radoviş)
gitmek/gidalım: gitmek/gidelim; musaka: musakka; o(nın): o(nun); sefte: siftah; yani: yahni


Mülemmâlar - İki Dilli Türküler:

Mülemmâ; bir mısrası Türkçe bir mısrası Arapça, Farsça veya herhangi başka bir dilde yazılıp söylenmiş olan manzumelere denir. Bu tür şiirler, iki dilde olduğu gibi, üç dilde söylenmiş mısralardan da meydana gelmiş olabilir. Genelde sanat istidadını ve kabiliyetini göstermek amacıyla söylenen bu tür şiirler, aynı zamanda, fikri kuvvetlendirmek içindir.

Makedonya’da söylenen türküler arasında; iki dilli, yani Makedonca ve Türkçe kelime ve dizelerden oluşan örneklerin sayısı oldukça fazladır. Genelde aşk teması işlenen bu türkülerde, Türkçe mısralar ağır basmaktadır.

Ayde razvil mi se zelen çadır
U gora Peno zelena
U gora pile şareno
Ayde pod çadoprot do tri mi turci
Sedeya Peno sedeya
Sedeya pole şareno
Ayde biri aga biri paşa
Biri beg Peno biri beg
Biri beg pile şareno
Ayde aga paşa senın olsın
Beg benım Peno sen benım
Beg benım pile sen da benım
Ayde yoş podole do tri livadi
Zeleni Peno zeleni
Zeleni pile şareno
Ayde u livadi do tri mi konya
Paseya Peno paseya
Paseya pile şareno
Ayde biri beygir biri katır
Biri at Peno biri at
Biri at pile şareno
Ayde beygir katır senın olsın
At benım Peno sen benım
Ayde yoş podole do tri mi çeşmi
Teçeya pile şareno
Ayde biri raki biri şarap
Biri bal Peno biri bal
Biri bal pile şareno
Ayde raki şarap senın olsın
Bal benım Peno sen benım
Sen benım pile bal da benım (Topolnitsa Köyü / Radoviş)


KAYNAKÇA

*Hafız, N. (1989). Makedonya Türk Halk Edebiyatı Metinleri. İstanbul: Anadolu Sanat Yayınları.
*Hasan, H. (2008). Makedonya Türklerince Söylenen Türküler. Ankara: AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.

Hiç yorum yok: